Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


www.tiyatrodao.com
 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ÇAĞDAŞ OYUNCULUĞUN GELİŞİMİ-3

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Asi
Yönetici
Yönetici
Asi


Mesaj Sayısı : 61
Kayıt tarihi : 15/10/07

ÇAĞDAŞ OYUNCULUĞUN GELİŞİMİ-3 Empty
MesajKonu: ÇAĞDAŞ OYUNCULUĞUN GELİŞİMİ-3   ÇAĞDAŞ OYUNCULUĞUN GELİŞİMİ-3 Icon_minitimePtsi Ekim 29, 2007 7:30 am


JACGUES LECOG OKULU- FRANSA



Mim-Hareket-Tiyatro okulunu 1956’da kurmuştur. Lecog’un öğrencilerinden zorunlu olarak istediği Okul’a tümden angaje olmaları, onlarda, kişi ve oyuncu olarak dünyadaki yerleri konusunda derin bir düşünce üretmelidir. Ona göre Tiyatro, insanın kendi varlığını, gündelik hayatta olduğundan daha geniş bir
perspektifle düşünebildiği bir yerdir. Tiyatro, insanın hayatına yeni bir boyut
katmasının sağlandığı yerdir. Tiyatro, bu varlığı dünya mekanı içinde, “gökyüzü ile yeryüzü arasında” koyar. Okul eğitiminin temelinde insan vücudunun kendisini çevreleyen uzayla ilişkisi vardır. Bu ilişki, onun tiyatro
düşüncesinin merkezidir. Lecog’a göre, tiyatronun rolü, günümüzün kişiliklerinin tiplendirmesini kurmaktır. Böylece geçmiş ile bugün arasındaki
bağ kurulmuş olacak hem de öz olan şeyleri ortaya çıkarmış olacaktır. Dünya ile bütünleşme, onun yaratılışına aktif olarak katılarak gerçekleşir. Maddeyle bu doğrudan ilişki, “geçmişin büyük jestleri” ile kurulur. Bu jestler giderek
kaybolmuştur; insan bütün vücudunu harekete geçirme (büyük hareketler
yapabilme) olanağını, bugün ancak sporda bulabilmektedir. Vücudun maddeyle ilişkisi, hayatla doğrudan bir ilişkidir. Bu doğrudan kontak, jestlere bugün bulunmayan bir anlam ve ağırlık veriyordu. Modern insanın jestleri küçük, anlamsız, hafif, ağırlıksızdır. Doğa “ağırdır”, insan varlığının da “kendi
ağırlığı vardır.” Modern insanın “zavallı” jestleri tiyatroyu “besleyemez.”
Oyuncu, çalışmasında, hep zengin ifade araçları arar. Sürekli fakirleşen bugünün jestler çerçevesi, ona bu zengin araçları sağlamaz. Demek ki, oyuncunun “geçmişin büyük jestlerini bulması” ya da sanatını oluşturmak için, büyük spor hareketlerine başvurması gerekir. Lecog, geçmişin jestlerini bularak, oyuncunun aynı zamanda bu jestleri doğuran duyarlılığa da ulaşabileceğini düşünüyor.Böylece geçmişle bugün arasında bağ da kurulmuş olur.

Lecog’un günlük programında, 3 temel ders vardır:

1. Vücut eğitimi

2. Hareketin analizi

3. Emprovizasyon (nötr maske, elemanlar, maddeler ve hayvanlar)

Bu dersler, oyuncunun “hareket halindeki vücut” u keşfetmesini sağlar.

Hareket ekonomisi: Hareketlerin, fizik aksiyonlarının
ekonomilerinin (minimum çabayla maksimum randıman alma) analizi, öğrencilere bir dizi egzersizle hareketin özünü öğretmektedir. Hareket ekonomisi, oyun kesinliğini, jestlerin kesinliğini, oyuncunun vücudunun sahne üstünde çizdiği resmin netliğini ister. Oyuncusunun, Meyerhold’un oyuncusu gibi, vücuduna tamamen hakim olması, akrobatik hareketler yapmayı bilmesi ve oyun içinde sadece sahnesel olarak sağlıklı jestler kullanması gerekir.

Uyanıklık Durumu: Nötr Maske

Bu maske, çizgileri hiçbir psikolojik anlatım belirtmeyen bir yüz maskesidir.
Şiirsel, yaratıcı hale gelmek için, vücut önce doğal durumunu bulmalı, tabiat
dünyasına ait olmanın ilkel duygusunu hissetmelidir. Nötr maskeyi açıklarken,
Lecog bir ağacın sükuneti örneğini verir: İnsan olanın içinde ağacı hissetmek;
işte nötr maske, öğrencileri buna götürmelidir.

Şiirsel Vücutta Uyanış: Eğitiminin temel amacı vücudu uyandırmaktır;
onun içinde gizli halde bulunan şeyleri yaratıcı olanaklara dönüştürmektir.
Doğayı, elemanları (Ateş, su, hava ve toprak) “mimlemek” olan egzersizler,
vücudu, giderek, o duyan, şiirsel, yaratıcılığa sahip vücut haline
dönüştürmelidirler.Tekniğin amacı, vücudun gerçekleşmemiş verilerini varlığa
dönüştürmektir. Örneğin: Su olmak, ateş olmak vb.

Maddeler ve elemanlar: Maddenin direnciyle hayali çatışma, onun varlığı, gücü vücudu uyandırır; maddeyi hayal ederek, vücut şiirselleşir,yaratıcı olur. Bu egzersizler sırasında, öğrenci vücudunun bilincine varır; elemanları ve maddeleri vücutsal “mimleme” aracılığıyla inceler, farklı ritmler ve hareketlerin zenginliğini bulur.

Transfer Yöntemi: Dışsal içselleştirilir ve kişiliğe bürünür bu çalışmada. Dünya elemanları, hayvanları, renkleri mimlenerek dünya bilgisi edinilir. Dünya hakkındaki bu “vücutsal” bilgi, sonraki aşama olan kişiliklerin oluşturulmasının gerekli temelidir.

Kişiliklerin Oluşturulması: Burada, elemanların, maddelerin ve
hayvanların incelenmesi temeldir. Farklı elemanlar için ritmler ve hareketlerden yola çıkarak, öğrenci bir ateş-kişiliği, bir su-kişiliği vb. oluşturur. Öğrenci farklı ritmleri kişiliklere uydurmaya çalışır. Daha sonra, ateşin suyla, suyun toprakla karşılaşması gerekir. Değişik elemanlar ve maddeler arasındaki ilişkiler, bunların birbirleriyle uyumları ya da uymsuzlukları bulunmaya çalışılır.Örneğin: Bir dişçideki ya da trendeki bekleme yeri ateş-kişiler, bir su kişiliğinin bir hava kişiliğiyle bir park sırasında karşılaşması vb. Basit bir durum ve bir mekan belirlemek yeterlidir.

Kişiliklerin Tiplendirilmesi: Bu tiplendirme bireyin ötesine geçer ve evrensel olanı, ritüel olanı arar. Bu tiplendirme üzerine kurulan oyun, anti-psikolojiktir. Ritmlerin ve hareketlerin kişiliklere transferinde, öğrenci kendi kişiliğiyle yaratılan kişilik arasındaki mesafeyi korumalıdır. İnsan vücudu bir hareketi üretirken, kendisi aracılığıyla şeyin kendisini düşündürür.

VİOLA SPOLİN – ABD

Viola Spolin’in geliştirdiği doğaçlama temrinleri ile oyunculuk, öğrencilerinin
ve oyuncuların malzemelerini geliştirmeyi hedeflemiştir. Doğaçlamalarını oyun
mantığı üzerine kuran Spolin, aslında bunları çocuklar için tasarlamıştır. Bu
nedenle oyunları oldukça fizikseldir ve çok az söz kullanılır. Oyunu, deneyim
kazanmak için gerekli bireysel özgürlüğü ve birlikteliği barındıran doğal bir
grup biçimi olarak tanımlar. Oynayanlar her şeye hazırdırlar ve oldukça atak
davranırlar; her yeni duruma katılımcı tepkiler verebilirler. Oyunların oynanma
biçimlerinde belli yapılar yoktur.

Spolin, yirmi yıldan fazla süren çalışmalarının sonucunda, deneyimlerinden yola çıkarak şu üç noktanın önemine dikkat çeker:

  • Toplu çalışmaların ve toplu
    çalışmalarda sorumluluğun önemi: Toplu çalışma ve bu çalışmalarda edinilen sorumluluk, oyuncuların tek vücut olmalarını, her anlamda güven kazanmalarını ve böylece oyunlarda özgür yaratıcılığı getirdiği.
  • Toplu üretimde herkesin birbirini, lider de dahil olmak üzere eşit görmeleri ve sorunların çözümünde doğru ya da yanlış diye nitelenebilecek bir yol olmadığı, öğrenmenin sadece arama ve gelişim
    sürecinde olacağı.
  • Oyuncuların düşünmeden verdikleri tepkilerin geliştirilmesi, sınırlanmışlıklarından kurtulup, içinde bulunduğu çevreye odaklanması ve birbirleri arasında enerji alışverişinin oluşmasının önemi.
Not: Burada yazılan çalışmaların, özü ele
alınmıştır.

KAYNAKÇA:

Mimesis say. 5
Oyunculuk Tarihi cilt 2- Özdemir Nutku
Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi- Sevda Şener
Agon Tiyatro eleştiri. İnceleme. Tartışma say. 7,
Çağdaş Doğaçlama. Selda Ergün say. 59 - 163
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ÇAĞDAŞ OYUNCULUĞUN GELİŞİMİ-3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Değişimin Başlıkları :: Tiyatro-
Buraya geçin: